Yıl 1975 olmalı 2. dönem Mc. Hükümeti kurulmasından sonra olan siyasi bir olaydır.Ufak tefek konuları gözden kaçırmış olabilirim aradan 37 yıl geçen ama unutmadığım bir olayı anlatacağım.
Dedim ya siyasi olaylar ufak tefek başlamış yada ileri gitmiş ben farkında değilmişimdir.
Bir akşam etütten çıktık . Okulu boşaltırken tarih öğretmenimiz ile birkaç öğrenci arkadaş sohbet ediyordu bende aralarına katıldım daha sonra alt sınıftan iyi görüştüğüm bir gence iyi geceler dedim yatakhaneye gittim. Fakat sıkıldım tekrar giyindim aşağı indim lavaboya gittim ve askeriye ile okul arasında turalamak istedim. ( Keşke yatakhaneden hiç çıkmasaydım ne lavaboya ne de yol boyunca dolaşmasaydım ne olduysa o akşam olmuş. )
Ertesi günü tatil geç kalktım . Öğlen yemeğine indim. Fakat arkadaşlarda bir tuhaflık var. Bana sağcı arkadaşlardan doğru dürüst selam atan yok. Akşam konuştuğum arkadaşta selam atmıyor. Neyse yemek yedik dışarı çıktık akşam yemeği gene konuşan yok.ya da zoraki konuşuyorlar.Ortamda biraz gergin gibi geldi.
Etüde çıktık dersin ortasında nöbetçi öğrenci beni okul idaresinden çağırdıklarını söyledi. Bir anlam veremedim.Kimsede bir şey demiyor. Sağ kesimi geçtik kendi grubumdan da bir şey diyen yok.
Fethi beyin yanına gittim.dün akşam nerde idin dedi. Bende doğal olarak etütten sonra yatakhaneye gittim dedim.Başka bir şey yapmadım dedim. ''Dışarı çıkmadın mı ? ''dedi . ''Yoo ! '' dedim.sonra aklıma geldi neden soruyorsunuz ? dedim .Olaydan haberin yok mu ? dedi. Bende gayet doğal olarak ''Yooo ! ne olaydır ?''diye sordum .Bana bakarak ''Öğrenirsin ''dedi ve gönderdi.
Sınıfa gittim sınıf gergin , okul zaten gergin kimseye bir şey demedim.Yatakhanede öğrendim bozkurt panosu kırılmış dediler.( Aslına bakarsan panonun nerde asılı olduğunu ve ne zaman asıldığını bile bilmiyorum. )Ertesi akşam gene etütte idareden beni çağırdılar . Kuzu kuzu gittik. Tekrar Fethi Beyle tahminen yarım saat yada 45 dakika konuştuk daha doğrusu sorguya çekildim.Ben bir kere dedim ya çıkmadım diye korktum çıktım diyemedim. Şahit getirdiler. Getire getire alt sınıftan o genç beni lavaboda görmüş kendi kendine şarkı söylüyordu dedi. Ben inkar etsem de yalan söylediğim ortaya çıktı. 'Kimle kırdın? Yanında kimler vardı? Niye kırdın ?''türlü sorular.
Etüde giderken arkadaşa ''Benim yaptığıma inanıyor musun ?'' dedim ''yoo'' dedi. ''O zaman neye şikayet ettin ?''dedim . ''Kıranı söylemen için.'' dedi.
Ertesi günü etütteyken beni öğrenci işlerinden Cengiz Beyin çağırdığını söylediler ben giderken rahmetli Hüseyin Tokta ve Hüseyin Günarslan arkamdan geldiler. Ben idare bölümüne geçerken onlarda dışarıdan bakmaya çalıştılar perde aralıklı idi.Cengiz bey hiçbir şey demeden bir kulağımdan tutarak öbür yanağıma vurmak istedi. O an elini tuttum kulağım ağrıyor vurmayın dedim . Bu sefer hortumu alarak dövmek istedi. O anda dışarıdaki arkadaşlar yuh olsun diye bağırmaya başladılar. Cengiz bey telaşlandı hemen beni çıkarttı. Ben çıkış o çıkış o sese yan odadan Fethi Beyde dışarı çıkmış. Ben koşarak okuldan kaçtım. Ve birkaç gündüzlü arkadaşın yanında kaldım.
Bir gün kahvede otururken nöbetçi Öğretmenimiz Mehmet Kutlu bey ve arkadaşlar beni aldı okula götürdüler.( Aslında bende yakalanmak istiyordum.Olayın bir sonuca bağlanmasını istiyordum) Fethi beyin odasına girdim gene sorgulamalar başladı.iyice korkmuştum çaresizdim. Geceleri 1 de sanki mahpushaneye düşmüş mahkum gibi birkaç gece sorguya çekildim.
Hep aynı sorular:
Nerde idin ?
Kimle kırdın ?
Yanında kimler vardı ?
Sen kime gözcülük yaptın?
Gündüzde 4. sınıftan sağcı arkadaşla konuşuyoruz. Onla konuştukça korkum gidiyor. Bana cesaret veriyor.Okul idaresi de senin kırmadığını biliyor. Ama gözcülük yaptığından şüpheleniyor. Biliyorsan söyle diyor ama kesin bilmiyorum.
Fethi Bey son kez konuşmak için beni çağırdı. Sen bu suskunluğunla alacağın disiplin cezalarını biliyor musun? dedi. Sıraladı
1-Bir hafta uzaklaştırma.
2- Marmara bölgesinde okuyamama.
3- Okuldan atılma ve hiçbir okulda okuyamama yani öğrencilik hayatım bitecek.İyidüşün. Ona göre yarın son kez konuşacağız ve cezanı keseceğiz dedi..
İşte o an çok korkan ve sessiz kalan ben Fethi beyin yüzüne bakarak korkusuz ve sertçe. Gerçekten bunu ben kırmadım ve kıranıda bilmiyorum dedim. Ama bu cezalardan birini alacağımı bilseydim keşke ben kırsaydım dedim ve çıktım.Fethi bey seslenmiş ama ben duymadan oradan ayrıldım.
Ne yapacağımı düşünüyordum. Ben yapmadım ve yapanı da bilmiyorum ki !!
Ertesi günü Fethi beyin yanına gittim. ''Bu işi senin yapmadığını ilk gündenberi çok iyi biliyoruz ama ilk ifaden üzerinde ısrarla durman bizi yanıltı , sana 3 günlük ceza vermek zorun kaldık.'' demez mi !
''Okula gelmen yasak dışarıda yiyip içeceksin .''dedi.Ben aylık harçlıkla geçinen biri olarak nasıl dışarıda yer içer geçinirim ? .Öğlen ve akşam yemeklerini okulda yedim arkadaşlar gördü ama kimsede şikayet etmedi.
Sonuç olarak bu panoyu kimin kırdığı öğrenilmedi. Sadece bana 3 günlükceza ve çektiğim sıkıntılar
Not: Aradan 37 yıl geçmesine rağmen bu işi kimin yaptığını gerçekten bilmiyorum zaten gözcülükte yapmadım.
FATİH ÇAKIROĞLU (1976) SAKARYA /Geyve
Okul
Geyveli_54