Haftanın son iş günüydü, zil çaldı ve hemen bayrak töreninin yapılacağı sahaya gittik . Müdürümüz okulumuza yeni gelmişti. Görevine başlayalı birkaç gün olmuştu. Bu tören öncesinde müdürümüzün yapacağı ilk konuşmaları merakla bekliyorduk. Dışardan çok sıkı bir müdür görüntüsü veriyordu. Küpüne sığmaz keskin sirke gibiydi. Hemen belirteyim görev yaptığım on bir yıl içinde pek çok müdür gelip geçmişti. Göreve başladıklarında fırından taze çıkmış bisküvi gibi sert olan müdürlerimiz,adanın rutubetli havası ile bir süre sonra yumuşuyorlardı.
Söz konusu Müdürümüzde bu sertlik dönemindeydi. Personelden kimse bu dönemde gazaba uğramak istemezdi. Bu düşünceler ve duygular içinde tören alanına toplandık. Öğrencilerimizin bazıları üşümemek için yerlerinde ısınma hareketleri yapıyorlardı. Nihayet Müdür bey alana geldi. Sessizlik içinde konuşmasını bekliyorduk. Mikrofonu eline aldı ve görünümüne paralel bir sertlikte konuşma yapmaya başladı. Kendi kendime düşünüyordum . Acaba bu müdür böyle devam ederse ne olur?
Birden bire öğrenciler müdür beyin konuşmasını keserek büyük bir alkış tufanı kopardılar. Kimisi Bravo,kimide Oooooo diye sesler çıkarıyorlardı.Alkış ve şamata bir aradaydı. Sürekli Müdür beyin tepkisini gözlüyordum .Eyvah dedim kendi kendime,şimdi birkaç öğrencinin canını yakacak. Hafif bir gülümseme gösterip alkışa memnuniyetini belli etti. Zaman zaman ellerini havaya kaldırıp konuşmaya devam etmek istediğini gösteriyordu,ama öğrenciler her iki kelimesinde yine aynı alkış tufanının koparıyorlardı.Alkışlardan mutlu olduğu belliydi.
O günkü bayrak töreninde öğrencilerimiz bana çok önemli bir şey öğrettiler . Öğrenci gözünün, biz yetişkinlerden daha araştırıcı ve tahlil edici olduğunu o gün öğrendim. Üniversitede hocalarımız bu durumu belki bize bahsettiler ama yaşayarak öğrenmenin en kalıcı öğrenme olduğu da o gün ispatlanmış oldu. Aradan yıllar geçti emekli olduktan sonra Çanakkale de bulunan Özel kolejlerden birinde çalışıyordum . Anasınıfı en çok uğradığım yerlerden biriydi .Çocuklardan birisi çok yaramazlık yapıyor,arkadaşlarına saldırıp incitici davranışlarda bulunuyordu. Bak! Dedim beni kızdırıyorsun şimdi kulaklarını çekeceğim. Dedim. Şöyle bir bana baktı ve “Sen böyle şeyler yapmazsın” dedi .Nereden biliyorsun? Dedim .Cevabı çok açıktı. Gözlerinden anlıyorum.
M. Faruk ÖĞÜŞ